Gazete ve gazeteci bileşkesinin en önemli detayı `yazıcı`nın olaya baktığı penceredir.
Bu pencere ya siyahtır,
Ya da beyaz.
Bazıları grisinden bakarlar olaya ama onların ayakkabıları muz kabuğundandır.
Ya kayar, ya düşerler.
Fenerbahçe Dünya kulübü ya(!) onu ve uzantılarını savunmak kendilerini dünya gazetecisi yapıyor zannediyorlar.
İlahi!
Volkan yörüngesini şaşırmış meteor gibi adamın üzerine çıkacak ki; dünyanın neresine giderseniz timing hatası, fauldür.
(İstiyorsanız gidin)
Böyle penaltı mı olur kılıfına sığınacaksınız.
Neymiş?
Çocuğun morali bozukmuş.
İki ay evvel Milli Takımda yaptıklarına cezalandırmayan zihniyet olarak, bu kafada devam edin?!
Gün olur, o gün de taraftarın kafası bozuk olur.
Osman Tanburacı`nın baktığı pencere kendine göre beyazdır.
Fatih Terim siyah algılamıştır.
Ve o pencereyi kırmıştır.
Bu da Türkiye`nin neresine giderseniz 5149 a tekâmül eder ki;
(İstiyorsanız gidin)
Bir tribün adamı olarak bu yasanın uygulanmasını bekleriz.
Ben yardımcı olayım;
Gerekçe; futbol camiasının huzurunu bozmak.
Ceza; 6 ay haK Mahrumiyeti
Yasalar yalnız taraftara uygulanıyorsa ki;
Uygulanmıyor ki; Antalya deplasmanı en pürüzsüz cevaptır.
Elalemin başkanları puro tüttürürken statlarda Beşiktaş Başkanına Antalya maçında sigara içtin cezası geldi biliyorsunuz.
62 YTL .
O yüzden Federasyonun baktığı pencere hepimizin baktığı bir pencere olmalıdır.
Yani bembeyaz.
Trabzon maçını yazmamam o maçı hatırlamak istemediğimdendir.
Lakin Ertuğrul Hoca gazeteci değildir.
O yüzden;
Onun baktığı pencere Siyah-Beyaz olmalıdır.
Alen MARKARYAN
Alıntı: Forza Beşiktaş
Anasayfa 