Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  
Kayıt sırasında isim ve soyisim ile doğum tarihini doğru olarak belirtmeyenlerin üyelikleri kabul edilmeyecekir

 

 Yılmaz Özdil: Beşiktaş Taraftarına

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
admin
Site Yöneticisi
admin


Kayıt : 23/09/09
Mesaj Sayısı : 49

Yılmaz Özdil: Beşiktaş Taraftarına Empty
MesajKonu: Yılmaz Özdil: Beşiktaş Taraftarına   Yılmaz Özdil: Beşiktaş Taraftarına EmptyÇarş. Eyl. 23, 2009 4:00 pm

Usta kalem Yılmaz Özdil'in kendine has tarzıyla bu haftanın spor gündemine bakışı...


Kombineden taraftar olmaz...
Beşiktaş hem Türkiye’de hem Avrupa’da tel tel dökülüyor ama, Beşiktaş taraftarı UEFA tarafından “en iyi taraftar” seçildi... Niye biliyor musunuz?

“Bir gün kıyamet kopar, çöker karanlık / Allah bizi affetmez, çok günah aldık / sevenler ayrılmaz, biz bir plan yaptık / tüm Çarşı cehennemden kombine aldık!”

Bundan.

“Kombine” işin sırrı.

Fenerbahçe şahane stad yaptı, haliyle kombine patladı, 25 bin civarında kombine bilet sattı. Kombine dediğin, 3-4 bin lira toplu para... Parası olan, aldı... Eşine aldı, çocuğuna da aldı. Dikkat ederseniz, tarihi boyunca bu kadar kadın ve çocuk olmadı Fener tribünlerinde.

Aynı şekilde Galatasaray... Kombineye ağırlık verdi, pazarlamaya yüklendi, biz daha çok satmalıyız diye teşvik etti, yanlış bilmiyorsam 12 bin kadar sattı... Stadın yarısı.

Kimdir kombine seyircisi?
İstisnalar var mutlaka ama, genellikle “ağır başlı” ve “amatör” seyirci... Maça 10 dakka kala gelir, tiyatro seyreder gibi seyreder, tezahürata pek katılmaz, bağırmaya üşenir. Toplu para verdiği için de, doğal olarak en faça yerlere, sahaya hakim koltuklara kurulur.

O nedenle, Fenerbahçe’nin ve Galatasaray’ın, hem Süperlig hem UEFA maçlarında, senkronize tezahürattan çok, gürültü oluyor artık... Kontrolsüz, işe yaramayan gürültü.

Peki, Beşiktaş?
Kapalının altı üstü, komple Çarşı... Belki kombine alacak paraları yok ama, hem kötü futbola rağmen 90 dakika susmayan ciğerleri var, hem de kapalıyı kimseye kaptırmayacak yürekleri.

Zaten aslına bakarsanız, boşuna “halkın takımı” denmiyor Beşiktaş’a... Halkta para olmadığı için, 32 bin kişilik stadın sadece 8 bini kombine satıldı.

Özetle.
Beşiktaş, sahadaki ağır hüsrana rağmen, kombinesiz taraftarı sayesinde UEFA’nın “liste başı tribünü” olurken... Fenerbahçe ve Galatasaray, yıllardır oynamadıkları kadar güzel futbol oynamalarına rağmen, kombine yüzünden tribün güzelliğini kaybetti maalesef.

“İnönü tribünleri” UEFA tarafından resmen tescillenmişken, lütfen kimse çıkıp, “Ali Sami Yen Cehennemi” veya “Kadıköy cehennemi” filan diye atıp tutmasın artık.

***********

Çarşı’ya önerim...
Müthiş bir tezahürat:
“Kartal gol gol gol...”
Bitmiyor, tükenmiyor.

Ama...
Hücum tezahüratı bu.
Ya defans?

Sadece ıslıkla oluyor mu?
Olmuyor...

NBA maçlarını takip edenler bilir... Top rakibe geçtiği anda, ev sahibi tribünler başlar bağırmaya “defence, defence, defence...”

Yani?
Defans, defans, defans...

Çünkü, kazanacaksın, olmadı kaybetmeyeceksin... İyi hücum etmişsin, kaybetmişsin, kime ne faydası var? Bu nedenle, Türkiye’de hiç önemsenmez ama, Amerikalıların bulduğu yöntem doğru... Hücum ederken takımı ateşlediğin gibi, defans yaparken de takımı ateşlemen lazım.

“Defans, defans, defans” Amerikan jargonunda sporculara mücadele azmi veren bir nakarat olabilir... Bizde olmaz... Bizde olursa nasıl olur? İşte onu da, bulursa anca Çarşı bulur.

***********

Yer aranıyor!
Haber şöyle:
“Daum, büyük umutlarla transfer edilen Mehmet Topuz’u koyacak yer arıyor.”

Bana sorarsanız, bugüne kadar gördüğüm en iyi yeri, Aziz Yıldırım’ın jipinde, sol arka koltuktu.

***********

Yasağa bak!
Hakan Balta, sigara içerken fotoğraflandı... Fotoğraflanmayanların bazılarını da ben yazayım bari.

Arda içiyor maalesef.
Hem kendine yazık.
Hem Türk futboluna.

Güiza’yı biliyorsunuz...
Mehmet Topuz içiyor.

Rüştü zaten tiryaki...
Erkan Zengin içiyor.

Dışardakiler?
Tümer malum.
Tuncay da içiyor.

Üstelik, gizli saklı değil.
Milli takımımız deplasmanlardan dönerken, uçakta bile şakır şakır içiyorlar... Hatta, Fatih Terim de bu vaziyeti bildiği için, uçağın arka taraflarına gitmiyor. Gitmek isteyeni de, “Bırak çocuklar rahat etsin, sigara içiyorlar” diye uyarıyor!
*
Bu arada, tribünde sigara içmek yasaklandı bu ülkede iyi mi...

***********

12 dev adam...
Ali Uras, Hüseyin Öztürk, Avram Barokas, Samim Göreç, Mehmet Ali Yalım, Tevfik Tankut, Sacit Seldüz, Erdoğan Partener, Ayduk Koray, Haşim Tankut, Candaş Tekeli, Vitali Benazus.

Asıl “12 dev adam” bunlar.

Çünkü herşey onlarla başladı.

Türk milli basketbol takımı, ilk kez 1949’da Avrupa Şampiyonası’na katıldı. O dönemde Afrika’da sadece Mısır’da basketbol oynanıyordu. FIBA, teşvik etmek amacıyla, Mısır’ı da Avrupa statüsüne dahil etmişti... Ve, 1949’daki Avrupa Şampiyonası, Kahire’de yapıldı.

Yukarıda adı geçen kahramanlarımız, Türkiye’deki imkansızlıklara rağmen, basketbola öncülük yaptılar ve tarihimizdeki ilk Avrupa Şampiyonası’nda 4’üncü olmayı başardılar.

Sonra? En büyük gururumuz, 2001 yılına ait... Türkiye ev sahibiydi, Avrupa ikincisi olduk.

Ve, bugün.
Avrupa’nın en pahalı liglerinden birine sahibiz... Ne salon sorunumuz var, ne para... NBA’de oynayan sporcularımız var. Hepsi, film yıldızları kadar şöhretli, tanınıyor.

Netice?
8’inci olduk.
1949’dan 4 basamak geri.
2001’den 6 basamak geri.

“12 dev adam” filan diye yere göğe sığdıramıyoruz ama, birbirimize gaz vermekten, elalemin dev adımlarla ilerlediğini, bizim dev adımlarla gerilediğimizi göremiyoruz maalesef.


Yılmaz Özdil


alkış
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Yılmaz Özdil: Beşiktaş Taraftarına
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Beşiktaş Müzesi
» Beşiktaş Defansı
» Forza Beşiktaş ile İlgili
» En Büyük Beşiktaş' lı "******
» Babadan Evlada Beşiktaş AB-I Hayattır

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kapalı :: Transfer ve Basın-
Buraya geçin: